Ziyaretçi beklentisi SEO ve tanıtım algısını nasıl değiştiriyor?

Her şey ortada aslında. Sektörel anlamda tanıtımın ne kadar büyük bir öneme sahip olduğunu bilmeyen yoktur. Bir firmanın ya da bireyin kendisini, makalelerini ya da sunumlarını tanıtması için öncelikle kaliteli bir siteye sahip olması gerekir. Sonrasında ise bu siteyi bulunabilir hale getirmelidir. Buraya kadar hem fikiriz sanırım.

Peki anahtar kelimede ilk sırada bile olsanız sadece ama sadece o kelimeyi Google’da arayanların %30-40’ına ulaşabileceğinizi biliyor musunuz?

Soru şu: “Daha fazla kişiye nasıl ulaşırım?”

Bu soruya cevap vermeden önce karşılaşabileceğimiz sorunlara bir göz atalım.

Türkiye’deki okuma sıkıntısı

İşin içine okuma girince maalesef Türkiye’de karşılaştığımız tablo pek iç açıcı değil. Burada elbette okuma yazmadan bahsetmiyorum. Kişi başına düşen kitaptan ve bir bireyin ne kadar kitap okuduğundan bahsediyorum.

Küçük çaplı bir araştırma sonucunda karşıma şöyle bir tablo çıktı. Ne düşünüyorsunuz bilmem ama bu durum içler acısı.

“Ne alakası var kardeşim bunun SEO ile” mi dedin?

Azcık sabır.

Araştırmalar böyle iken, karşımızda okumasını sevmeyen bir kitlenin olduğunu bilmemiz ve bu kitlenin ne istediğine kulak vermemiz gerekir diye düşünüyorum.

İyi de bu kitle okumuyorsa, biz boşuna yazıyoruz o zaman!

diyenler de çıkacaktır. Haklılar. Bu yazıyı onlar için yazıyorum zaten.

Ziyaretçileri anlamak

Hal böyle olunca. İster istemez site sahibi olarak analitik verilerine bir göz atmak istedim. Her bir makalenin ortalama en az 700-800 kelime olduğu bir sitenin hemen çıkma oranı maalesef aşağıdaki gibidir :(

inceleco hemen çıkma oranı

Yazdığım yazıların ortalama okuma süresi 7-10 dakika arasında. Ancak yukarıda da gördüğünüz üzere gelen ziyaretçilerin ortalama sitede kalma süresi 01 dakika 23 saniye. Her gelen ziyaretçinin neredeyse %80’i de hemen çıkış yapıyor.

Durum çok vahim.

[box type=”warning” ]Bir takım bot saldırılarını engellemek için önlem aldım. Verilerde bir değişim olursa, yine buradaki resmi değiştirerek sizleri bilgilendireceğim.[/box]

Kafamızda deli sorular: “Ne istiyor bu ziyaretçi?”

Ama önce!

Türkiye’deki ziyaretçiler ne istemiyor?

Tecrübelerime dayanarak öncelikle ziyaretçilerin ne istemediğine değinmek istiyorum.

1. Bülten kaydı isteyen maalesef yok.

Maili çok kötü kullanan toplumlardan biriyiz. Hatta sadece Facebook’a ve diğer birkaç siteye üye olmak için mail açıp kullanan var. Şu ana kadar kendi sektörümde dahi mail gönderdiğim, bilgi talep ettiğim ve dönüş almadığım birçok kişinin olduğunu söyleyebilirim.

Bülten kaydına değinecek olursam. Yine de denedim!

Yurt dışında site sahibi olup da bülten kaydı çalışması yapmayanlara aptal gözü ile bakıyorlar.

İyi de kardeşim. Burası Türkiye. Bak ben senin dediklerini yaptım. Sonuç aşağıda.

inceleco mail bülten kaydı

Toplamda 60 kişi bültene kayıt olmuş. Bu kullanıcılara mail gönderdim ancak sadece 2 tanesi bu maili açıp tıklamış.

Kısaca ziyaretçilerin mailleri ile uzaktan ya da yakından bir alakası yok. Enerjinizi farklı yerlerde harcamaya çalışın!

2. Sorunlarla geç ilgilenen site sahibi istemiyorlar.

Siteye herhangi bir yorum atıldığında telefonuma hemen uyarı geliyor. Sizin de başınıza aynısı geliyor mu bilmiyorum ancak. Bazen o kadar sabırsız ziyaretçiler karşıma çıkıyor ki, kendi yorumunun altına 2 farklı cevabı yaklaşık 5 dakika içerisinde atıyor.

Bazen kendi sorununu kendi yorumu altında çözenler de oluyor.

Ben bu sitede elimden geldiğince yorumları hızlı bir şekilde cevaplamaya çalışan biriyim. En güzel örneklerden biri de yazdığım tüm makalelerdir :)

3. Çok uzun süre okumak istemiyorlar

SEO açısında her ne kadar uzun yazı yazarsanız yazın. Eğer benim gibi satış ortaklığından para kazanıyorsanız, başarıyı sadece o linklere tıklattığınızda yakalarsınız. (Çıkarcı bir cümle oldu gibi sanki ama geçim buna bağlı)

Zaten ziyaretçi referansınıza tıklıyor ise, belli bir bilgiyi almış ve gerekli adımları atmak için siteden ayrılma safhasına gelmiş demektir. İşte bu başarıdır. Ancak okumayı pek sevmeyen büyük bir yüzdelikle bu başarının yakalanması oldukça zordur.

Peki neler yapabiliriz?

Ziyaretçiler ne istiyor?

Yine tecrübelerim doğrultusunda siteme gelen ziyaretçilerin ne istediğini sizlerle paylaşmak istiyorum. Elbette bu siteden siteye değişir ancak satış ortaklığı üzerine kurulu bir inceleme sitesine şöyle bir göz atacak olursak:

1. Yazdıklarınız kadar yorum ve videolar da önemli

Ciddi bir okur-yazar bağı kurmak istiyorsanız, mutlaka ziyaretçilerinizin sesini duymalısınız. Eğer “Site kurma” konusunda araştırma yapan biri varsa, bu kişinin sitenizde bulmak istediği şey yığınla ortaya saçılmış kelime yuvası değil, tam aksine kaliteli bir şekilde sunulmuş bir video olacaktır.

Öte yandan tanıtımını gerçekleştirdiğiniz bir ürünü ne kadar pazarlamaya çalışırsanız çalışın, ziyaretçi her zaman farklı fikirleri araştıracaktır. Bu nedenle sitenizde alakalı olarak ne kadar çok yorum varsa, o kadar çok dönüş almanız mümkün. Farklı fikirler, sabit ve tek fikirden her zaman iyidir.

2. Forum, sözlük ve alakalı sitelerde tanıtımları okumak istiyorlar

Yine yukarıdakilerle alakalı olarak şunu söyleyebilirim: “Bizim halkımız tartışmayı çok seviyor.”

Ciddi anahtar kelimeleri aradığınızda sektörden firmalar yerine ekşi sözlüğün, r10’un, Wmaracinin ya da forum donanımın çıkmasını hala hayretle izliyorum. Bunun nedeni ise:

Bilgiyi arayanın, farklı fikirlere, tartışma ortamına, hızlı bilgiye hemen ulaşmak istemesi. 

[box type=”warning” ]Yukarıdaki alıntıyı not alıyoruz.[/box]

3. İstenilene ulaşınca hemen o siteden uzaklaşmak istenmesi.

Dedim ya siz ne kadar uzun makale yazarsanız yazın, karşıdaki ben doydum, bu kadar bana yeter dediği an, ziyaretçi için o makale bitmiştir.

Eğer tanıtım, inceleme, ürün videosu vs… gibi şeylerle dikkat çekmeye çalışıyorsanız, ziyaretçiyi yönlendirmek istediğiniz linkleri yukarıda tutmanızda fayda olacaktır.

Tecrübelerim dahilinde tavsiye ve sonuç!

Yukarıda sizlere genel olarak klasik bir ziyaretçinin siteniz ile nasıl haşır neşir olduğunu anlattım. 2 yıllık incele.co serüvenimde karşıma gelen analitik veriler ve diğer önemli tespitler doğrultusunda sizlere bu ağır yükten nasıl karlı çıkacağınızı madde madde sunmak istiyorum.

  1. SEO bir yere kadardır. Belirlediğiniz kitlenin sadece kararsız bir kısmına ulaşırsınız. Gerisi tanıtıma kalır.
  2. Tanıtım, yazılarınıza uygulayabileceğiniz en önemli çalışmadır. İlgili ziyaretçiyi bulmak en doğrusu ve önemlisidir.
  3. Tanıtım çalışmalarınızı spam şeklinde değil de; kaliteli bilgi (ziyaretçinin işine yarayacak bilgi) sunduktan sonra alakalı forumlarda yapmalısınız. İçerikleri paylaşabileceğiniz forumlardan birkaçı aşağıda bulunmakta. Elbette paylaşımı yaptıktan sonra kullanıcılarla sohbeti devam ettirmeyi unutmayın. Ya da kullanıcıların işine yarayacak farklı bilgileri tanıtım yapmadan da sunmayı ihmal etmeyin. Not: Gelen hitler oldukça tatmin edici ve daha ayın 25’i.forum tanıtımı
  4. Yönlendirme hedefinizi en üstte ve en altta gerçekleştirin. Eğer bir inceleme yazısı yazıyor ve ziyaretçilerinizi karınız doğrultusunda bir linke yönlendirmek istiyorsanız, bunu en üstte gerçekleştirmelisiniz. Uygulanabilir örnek:satış ortaklığı linki nasıl yerleştirilirYinelemek moral bozuyor ama çabuk sıkılan ve az okuyan bir millet olduğumuz için fırsatı çok kısa sürede değerlendirme şansına sahipsiniz. Yoksa potansiyel satış ortaklığı linki size bir şey kazandırmadan amaçsızca makalenizde öylece durur.
  5. İmkanınız varsa yorum e-postalarını telefonunuza bağlayın. Siteye gelen yorumlara kısa sürede cevap vermeye çalışın. Böylece ziyaretçiniz ilgiyi hissedecektir ve farklı bir site arayışına geçmeyecektir. Bu da size +1 satış olarak dönebilir.
  6. Yönetimde sıkıntı çıkmaz, forum kurabilirim derseniz, böyle bir yükün altına da girebilirsiniz. Kategorileri iyi belirleyip; üyelerin beklentilerini karşılayabilecek bir foruma sahip olmanız hitap edeceğiniz kitle sayısını da arttıracaktır.

Daha kaliteli, sadece, spamsız ve güncel bloglamalar diliyor.

Sevgiler ;)

6 Comments
  1. Yazdıklarına kesinlikle katılıyorum Burak. Ayrıca hep düşünmüşümdür, ve ara sıra da site gelişimini alexa değerlerini, seo uygulama kriterlerini açıp detaylıca analiz ettiğim ve hep doğru yolda olduğunu düşünmüşümdür. Makale yazmayı ( Benzersiz içerik oluşturmayı ) senin sayende öğrendiğimi de söyleyebilirim. Ancak hep merak etmişimdir, yazında da bahsettiğin gibi incele.co bu kadar tatmin edici bir hite sahip olmasına rağmen neden adsense kullanmıyor ? Neden gelirlerini artırmıyor diye. Hala da merak ediyorum Burak :)

    • Selamlar Ergin,

      2014 Şubat ayından beri düzenli olarak gelir hesaplamaları yapıyorum. Yaz aylarında tatilden dolayı bir dalgalanma oldu ancak gelirlerim şu ana kadar hep yukarı doğru çıkıyor. Rakam vs vermek istemiyorum ancak Adsense ile satış ortaklığından kazandığımın %10’unu kazanamam.

      Yakın zaman önce bazı anahtar kelimelerde 0,10 gibi bir ücretle reklam verdiğimi hatırlıyorum. Tıklama rekabetinin bu kadar zayıf olduğu bir ortamda o paranın yarısını tık başına sitemde kazansam ne olur ki? :)

  2. Yazılanların büyük bir bölümüne katılmakla birlikte “SEO bir yere kadardır. Belirlediğiniz kitlenin sadece kararsız bir kısmına ulaşırsınız. Gerisi tanıtıma kalır.” kısmına katılmıyorum. Sebebi ise SEO sadece link almak mıdır ?

    Sitenizi ziyaretçiye uygun bir hale getirmek, ziyaretçiyi sitende tutmak, yapılan tanıtımlar tamamen SEO olayının bir parçasıdır. İnternette başarı 3 dişlinin eksiksiz çalışmasına bakar (Sektörel bazlı). SMM, SEO, SEM bu üçünü aynı anda ve gerçek manada kullanabilenler zaten sektördeki başarılı kişilerdir.

    • Selamlar Mustafa,

      Sanırım küçük bir yanlış anlaşılma oldu. Ben yukarılara çıkmak için link almaya karşı olan biriyim. Bu zamana kadar böyle bir yol izlemedim. Bundan sonra da çok zor.

      Geçenlerde çoğu do-follow olmak üzere siteme yaklaşık 5.000 tane kadar spam link kasıldı, ki bunların hepsini teker teker reddettim.

      Öte yandan SEO arama motorlarına yönelik bir çalışmadır diye düşünüyorum. Bunu ziyaretçiye uygun hala getirmek ya da ziyaretçiyi sitede tutmak gibi küçük iki başlık altına sıkıştırmak, bence pek doğru değil. Benim sitemde bir ziyaretçi birkaç dk kalırken bir dizi izleme sitesinde saatlerce kalabiliyor. Aynı mantıkla yola çıkınca, benim yazdığım yazıları belirli kitleye ulaştırmam için yine tanıtıma başvurmam şart.

      Yukarıda bahsettiklerim ile tam zıt bir çizgi çekiyor gibi anlaşılmak istemem. Benim sitem inceleme sitesi olduğu ve diğer birçok siteden farklı bir kitleye hitap ettiği için, tecrübelerimi o yönde paylaştım.

      • Peki yazının bu kısmında belirtilen tanıtım link alımı değil mi ? –“Tanıtım çalışmalarınızı spam şeklinde değil de; kaliteli bilgi (ziyaretçinin işine yarayacak bilgi) sunduktan sonra alakalı forumlarda yapmalısınız. İçerikleri paylaşabileceğiniz forumlardan birkaçı aşağıda bulunmakta.” —
        Link almak kötü bir şey değil. Sizin yönteminiz olmayabilir. Buna saygı duyarım. Siteniz ile alakalı, ziyaretçiyi sitenize getirebilecek linkler alırsanız bunun faydasını görürsünüz.

        Ayrıca “-Öte yandan SEO arama motorlarına yönelik bir çalışmadır diye düşünüyorum. -” sadece bu değildir. Yani SADECE iç seo denilen şey keyword yüzdesini şunu yapayım, resimler hızlı açılsın değil. Ziyaretçiyi sitede tutabilme adına atılmış adımlar da site içi seo kavramına alınabilir.

        • Link almaktan kastım sadece para karşılığında link almak; haber, bireysel ya da farklı bir siteden. SEO içi çalışması için hem fikirim sadece tüm sitelerin tarzının farklı olduğunu düşünüyorum.

    Leave a reply

    İnceleCo