Web sitem yavaş açılıyor derdine son! Yavaşlama nedenleri ve çözümleri!

Site kurulumundan sonra site yavaşlamasına neden olan ve dikkatimizden kaçan bazı önemli noktalar bulunmakta. Birebir site yavaşlama sorununu yaşamış ve birçok araştırma sonrasında bu sorunları çözmüş biri olarak, sizlere bu yazımda site yavaşlama nedenlerini ve profesyonel çözümlerini anlatıyor olacağım. Artık sitem yavaş açılıyor gibi dertlerle uğraşmayacaksınız. Bende kalın!

Hosting seçimi

Site yavaşlamasına neden olan birinci unsur temel yani hosting hizmetidir. Birincil olarak site performansına etki eden bu konuda kaliteli bir seçim yapmanız gerekiyor. Daha önce birçok yazımda hangi tür hostingi kullanmamız gerektiğini dile getirdim. Eğer ki kötü bir hosting firması ile çalışıyorsak, karşımıza şu tarz sorunlar çıkacaktır:

• Genel site yavaşlaması
• Yönetim panelinde yaşanan yavaşlamalar
• İndeks sorunları ve arama motorunda arka sırala gerileme
• Siteye gelecek olan kullanıcıların beklemeyi sevmemesi ve sayfayı kapatması
• Yavaş çalışma ortamından ötürü düşen çalışma performansı…

Bu kadar negatif unsuru kimse sitesinde görmek istemez. O nedenle daha önce yazdığım makalede yer alan ve özel olarak sizlere sunduğum en iyi hosting firmalarına göz atmanızı tavsiye ediyorum.

Peki kötü hosting firmasını kötü yapan nedir? Bunları da birkaç başlıkta sıralayalım:

• Kullanıcı istifi nedeniyle, her bir siteye verilen düşük CPU ve RAM oranları
• SSD disk türünün kullanılmaması (SSD klasik SATA disklere göre 13 kat daha hızlı performans sunmakta)
• Sunucuların güncellenmemesi ve eski tür, düşük performans PHP sürümlerinin kullanılması…

Bu liste uzar gider. Kısaca projemizi iyi bir şekilde temellendirmezsek, bu tarz sorunlarla karşılaşmamız mümkün. O nedenle tercihiniz her zaman kaliteli hosting firmalarından yana olsun.

Ücretsiz tema ya da kötü kodlanmış tema

Ucuz etin yahnisi olmaz. Hele ki bedava ete el bile uzatmayın. İnternette rahat bir şekilde ücretsiz temalar bulunuyor. Hatta ücretli temaların da ücretsiz versiyonları bulunmakta. Bu bağlamda karşımıza iki farklı sorun çıkmakıyor:

1. Tamamen ücretsiz olan temalardaki özensizlik ve güncelleme konusunda yaşanan sıkıntılar.
2. Ücretli olan ancak ücretsiz (Null) olarak indirilen temalardaki saklı zararlı yazılım, script ve spam riskleri.

Konuyu biraz daha açıklayacak olursak…

İnternette birçok ücretsiz tema var ve işin doğrusu bu temalar hayır olsun diye bizlere ücretsiz olarak sunulmuyor. Özellikle tema içerisinde yer alan gömme backlinklerden ötürü bilinmeyen bir hakimiyeti başkasına vermiş oluyoruz ve şirket adı altında kodlanmamış olan bu temalarda, yaşanma ihtimali olan bir sorun sonrasında tamamen yalnız bırakılabiliriz. Kodlayıcı şahıs “artık yapmıyorum diyebilir vs…”

Öte yandan ücretli birçok tema bulunuyor ancak bunları ücretsiz olarak indirmek nedense işimize geliyor. Bu temalara da Null tema diyoruz.

İşin doğrusu şu!

Bu tarz temaları bizlere ücretsiz olarak sunan şahıslar, temaların arka planında çalışan scpriptleri sitemize gömmüş oluyorlar ve bunun sayesinde bizim üzerimizde rahat bir şekilde başkalarına spam gönderebiliyorlar.

Kısaca ücretsiz ve null temalardan olabildiğince uzak durun. Param yok gardaş benim diyenler varsa, onlar da bilindik firmalar tarafından kodlanmışi sade temaları kullanmaya çalışsınlar. Para var benim, en iyi temaları satın almak istiyorum diyenler de buradaki linke göz atsınlar.

Kötü kodlanmış ve gereksiz eklentiler

Şu anda sitenizde kaç tane eklenti var ve bunların hepsini sadece gerektiği için kullanıyorsunuz?

Bende olabildiğince fazla eklenti bulunuyor. Ve evet, hepsini kullanıyorum.

Eklentilerin hepsi ücretli ve siteyi yormayan, sürekli güncellenen bir alt yapıya sahip. Eklentinin site yavaşlamasına neden olduğu bir tecrübemi sizinle paylaşmak istiyorum.

Önce benim eklentilere ufaktan bir göz atalım…

WordPress favicon sistemini değiştirdikten sonra maalesef faviconları panel üzerinden png olarak kabul etmeye başladı. Bende de tasarım vs… yok tabi. Hemen gittim bir eklenti buldum ve eski sistem ico dosyasını siteye yükleyerek faviconu kullanmaya devam ettim.

İşin garip tarafı sizlere bu yazını yazarken eklentilere göz attım ve normalde pasif halde olması gereken eklentinin hala aktif olduğunu gördüm. Tembel ben.

Kurulum sonrasında sitede azıcık da olsa yavaşlamalar hissetmeye başladım. Pingdom testi sonrasında siteyi yoran eklentiler arasında bu kurduğum son favicon eklentisinin yer aldığını gördüm. Hemen grafik tasarım işi ile uğraşan arkadaşla iletişime geçtim. Gerekli boyutları ayarladık ve WordPress’in istediği gibi favicon yükleme işini gerçekleştirdik. Adamlar boşuna istemiyormuş işte.

Atılan adımlar sonrasında sitedeki sorgu sayısı ciddi anlamda azaldı ve gereksiz bir eklentiyi de silmiş oldum.

Eklentileri yükledikten sonra bazı eklentilerden kaynaklanan ek JS yükü ortaya çıkıyor. JS ve CSS en ağır kodlama yükü olduğu için siteyi ciddi anlamda yormakta. Fazla eklentinin eksi yönlerinden biri de bu.

Cache eklentisi kullanmama

Sitemizde bazı dosyalar vardır ki, bu dosyaların tekrardan yüklenmesine gerek yok. Örneğin sitemizde yer alan tema iskelet HTML dosyası, CSS ya da çoğu JS dosyası sürekli yüklenmesi durumunda sunucuda yorulmalara neden olacaktır. O nedenle cache yani önbellekleme eklentileri sayesinde HTML, CSS ve JS gibi dosyaları ziyaretçilere bir kere yükletebilir ve bu dosyaların ziyaretçi tarayıcılarında belirlenen süre kalmasını sağlayabiliriz.

Sizlere şu anda benim kullandığım Cache eklentisini tavsiye ederim.

W3 Total Cache

Eklenti kurulum işlemini gerçekleştirdikten sonra şu adımları gerçekleştirin:

1. Eklentiyi aktif hale getirin
2. Ayarlar sekmesine girin
3. Import / Export ayarlarına erişin ve sonrasında burada yer alan ayarlar dosyasını indirip, “choose file”a tıklayıp yükleyin.

Bu sayede siz de benim kullandığım ayarları kullanacak ve site performansınızı ciddi ölçüde arttırmış olacaksınız.

Hadi iyisiniz, bir sorunu daha çözdük.

Resim optimizasyonunu ihmal etme

Muhtemelen çoğunuz resimleri paintte düzenledikten sonra direkt olarak WordPress’e atıyor ve olduğu gibi ziyaretçilere sunuyor. Bu hatayı zamanında ben de yaptım ve çok ciddi performans kayıpları yaşadım. Nasıl mı?

Basit bir şekilde farklı bir projemde yer alan sayfa performansını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Optimizasyon yapmadan önce sayfanın açılma hızı 1.15 saniye. Bu şu haliyle bile çok iyi ancak daha iyi olabilir.

Short Pixel adındaki profesoynel resim sıkıştırıcısını kullandım ve görsel kalitesi düşmesin seçeneğini seçtim.

Makele içerisinde yer alan bu resim sadece bir örnek. Bu resim gibi farklı 10 kadar resim daha vardı. Sağ taraftaki optimizasyon oranında da görüldüğü gibi resim kalitesi düşmeden %26.21 oranında küçültüldü.

İşlemlerin hepsi diğer resimlere de uygulandıktan sonra aynı makalenin açılma hızına bakalım…

Makalenin ziyaretçiye ulaşma hızı 792 MS ile iki katına çıktı. Mutlaka siz de ücretli ya da ücretsiz bir resim sıkıştırmak eklentisi kullanın ve bu önemli noktada gerekli adımları atın. Google raporlarda ciddi anlamda sıkıştırıyor. Benden söylemesi.

Toparlayacak olursak

Sizlere bu yazımda sitemizi yavaşlatan beş farklı nedeni anlattım. İlk adımda kaliteli bir hosting firması seçerek, temeli sağlamlaştırdık. Sonrasında ise mümkünse sade kodlanmış bir tema ile görsel düzeni sağladık. Ardından gereksiz eklentilerden sitemizi arındırdık. Önbellekleme ile sunucu yükünü azalttık ve son olarak resim optimizasyonu sayesinde sayfa açılışını ciddi oranda hızlandırdık.

Elbette farklı kategorilerde sitemizi yavaşlatacak faktörler olacaktır. Ancak yukarıdaki beş faktör yavaşlamanın başını çekmekte.

Benzer tecrübeleriniz varsa, bunları mutlaka diğer arkadaşlarla paylaşın.

Projenizde başarılar, bol hızlar!

Burak

Burak Kara

Selam ben Burak. 30 yaşındayım. 2008’de Joomla ile başladığım blog hayatıma WordPress ile devam etmekteyim. Birçok projeyi batırmış ve yılmadan yoluna devam eden bir blogger olarak, başımdan geçen tecrübeleri incele.co aracılığıyla sizlere aktarmak öncelikli amacım. Özel ilgi alanlarım: WordPress, blog hayatı, incelemeler ve nasıl yapılır makaleleri…