Online kesimlere hitap eden bireylerin neredeyse hepsi düzensiz gelire sahip. Bunlardan biri de benim. Bir yandan bu gelir türü birçok artı ile karşımıza çıkarken, öte yandan bazı maddi ve manevi olumsuzlukları beraberinde getirmekte. Dört yılı aşkın bir sürede blog hayatı ile içli dışlı biri olarak, düzensiz gelir dünyamda başıma gelenleri ve sizlerin de dikkat etmesi gereken bazı önemli noktaları anlatıyor olacağım.
Buraya nasıl geldim?
Üniversiteyi 2013 yılında bitirdim ve o dönemlerde VPN programları hakkında yazılar yazıyordum. Türkiye’de çok da popüler olmayan bu hizmetler aylık çok ama çok ufak rakamlar kazandırıyordu bana. Düşük rakamların verdiği rahatsızlık ve sektörün sıkıntıları elbette farklı işler peşinde koşmama neden oldu. Ancak yazmaya devam ettim.
Ne kadar gariptir ki, kısa bir dönem Twitter ve Youtube gibi sosyal ortamların engellenmesi; haber sitelerinin VPN ile alakalı haber yapması, siteme girişleri 10 kat kadar arttırdı ve orta ölçekte bu kategoride bana gelen komisyon oranları da bir nebze yukarı doğru ivme kazandı.
Kim derdi ki yazdığım tek bir makale tüm çalışma hayatımı engellemeler sonrasında büyük ölçüde etkileyecek ve ben de düzensiz gelir elde eden tayfaya katılacağım? İşte karşınızdayım ve işte tecrübelerim.
Tecrübelerimi teker teker sıralamadan önce onları iki farklı gruba ayırdım. Birincil olarak maddi sıkıntılara yer verdim. Zaten makalenin öncelikli amacı da bu sıkıntıları sıralamak, onlara çözüm bulmak.
İkincil olarak da pek de varlığı anlaşılmayan ancak zaman zaman karşımıza çıkan; aşılması zor, saydam duvarlardan (manevi sıkıntılardan) bahsediyor olacağım. Dört yılda ciddi bir tecrübe birikti. Bakalım bunun içinde kendinizden bir parça görecek misiniz?
Düzensiz gelire sahip olanların karşılaşacağı maddi sıkıntılar
Ayın on beşi, maaş gününden önce yaşanan istemsiz heyecan, maaşı aldıktan sonra dağıtılan borç bütünü, düzenli masraflar, düzenli giderler ve daha fazlası… Bunlar senin için bir şey ifade etmiyorsa, düzensiz gelir sistemine hoş geldin.
Sen ne bir 657 parçası; ne de bankaların yüksek oranda kredi kartı vermek istediği bir bireysin. Sen sadece kazandığını harcayabilecek ancak kazancının ne zaman eline geçeceğini bilmeyen birisin. Sen düzensiz gelir sahibisin. Her ne kadar kendini özgür hissetsen de sen…
…Bağımsız hareket edemezsin
Düzensiz gelir sahipleri her zaman bağımsız hareket edebileceğini zannederler ancak durum hiç de öyle değildir. Genelde bu tarz çalışanların her zaman dışa bağlılığı vardır. Öncelikle özgür ruhun önüne geçecek en önemli etkenleri, farklı firmaların işini yapmak, onlardan gelir elde etmek ve gelirimizi de başkalarının bize göndereceği kağıt parçaları ile düzenleme zorunda kalmak olarak gösterilebilir.
İşimizin gereği sürekli üçüncü bir şahıs ile muhatap olmak düzensiz gelire sahip olanların en büyük sıkıntılarından biridir. Onlar olmadan kazanamazsın bu parayı. Onlar göndermeden çekemezsin bu parayı. Bir nevi bağlısın. Bir nevi bağımlısın. Bu bağlamda pek de özgür ruhlu hareket edebileceğimiz söylenemez.
Bağımlılığın karşılaşıldığı noktalardan biri de ödeme yöntemleri. Yurt dışı işe çalışanların çok daha iyi bileceği bir olay. Birkaç yıl öncesine kadar herhangi bir sorun yaşamdan PayPal ile dışarıdan ödeme alabilirken, artık alamıyorum. Doğal olarak sen de alamazsın.
Bazen bağımlılığımız üzerinde etki oluşturamayacağımız dönemler de olacaktır. Sıcak paraya alışan zihnimizin, kontrol edemeyeceğimiz zincirler tarafından hareket edemez kalacağı gerçeği hep var. Maalesef Türkiye’de hep var.
Faturalar yaklaşıyor, kira cabası; ek masraf çıktı bu ay, lanet mi okuyalım şimdi? ya da bir misafir geldi, belki de akşam gezilerini biraz fazla abarttık. Bu kadar rahat davranamazsın, çünkü senin…
…Gelir günün belli değil
Satış ortaklığı sisteminde çalışanlar bazen kesinleşmiş ödeme dönemlerinde paralarını hemen bekleyebilir ve maddi düzenlemeleri bir ya da birkaç yerden gelecek olan ödemelere göre yapmaya çalışır. Ancak bağımlı olduğumuz noktada yine karşılaştığımız düzensiz ödeme sisteminden dolayı anlık beklentilerimiz karşılığını bulamayabilir ve bu da mağduriyet yaratabilir.
Ödemeleri kesin gönderen firmaları bir kenara koyalım. Burada dikkat etmemiz gereken bazı önemli çözüm noktaları olacaktır. Öncelikle yine yurt dışı bağlantılı çalışıyorsanız, ve anlık ödeme almanız gerekiyorsa:
Yurt dışı tatilleri hesaba katın.
Ödemenin kendi hesabınıza çekilmesi her zaman süre alacaktır. Ön hazırlıkları bir hafta öncesinden yapmaya başlayın.
Bazı firmalar alt limit aşımından sonra size ödeme gönderecektir. Eğer satış ortaklığı kategorisinde çalışmalar yapıyorsanız, mutlaka bu limitler doğrultusunda hareket edin.
Bir birey/firmadan ödeme alacaksanız küçük bir telefon görüşmesi ile ödemeyi teyit edin.
Küçük önlemler gelir stresini ciddi oranda azaltacaktır.
Ancak hala neye ne kadar harcama yaptığını bilmiyor musun? Asgari ödeme cetvelin hala yok mu? Sürekli gelecek olan paraları ve kapatılacak hesapları düşünmektense, ne kadar harcadığını bilen bir birey modeline dönüşsek nasıl olurdu? Bunlar neden mi gerek? Çünkü sen…
…Asgari giderlerini bilmek zorundasın
Düzensiz gelire sahip olanların çılgın harcamalar yapacağını sanmıyorum. Neyin nereden, nasıl ve ne zaman geleceği kestirilemediği için küçük bir harcama cetvelinin hazırlanması gerekliliğine inanıyorum.
Ana gider kalemlerine yakından bakacak olursak:
- Barınma
- Yemek
- Sosyal aktiviteler
- Faturalar
- Plansız harcamalar vs…
Sıradan bir insanın aylık olarak dikkat etmesi gereken gider kalemleri bu şekilde sıralanabilir. Bu tamamen sizin hangi ortamda kaldığınız ile alakalı olacaktır. Ailesi ile yaşayanlar ilk iki kalemi çıkarabilirken, maalesef benim gibi ev arkadaşı ile yaşayanların tüm noktalara dikkat etmesi gerekiyor.
Ön harcamalar aylık olarak neredeyse aynı miktar civarında yuvarlanıp duracaktır. Düzensiz gelir gerçeği ile boğuşanlar olarak mutlaka bu miktarın bir ay öncesinden ayarlanmış olmasına dikkat etin. Eğer ki sadece ay içerisinde gelecek olan ödemelere güvenerek tüm kalemleri ödemeye kalkarsanız, mağdur duruma düşebilirsiniz. İhtiyatlı davranın. Çöpe para atma lüksümüz yok.
Serbestliğin ve bazen de fazla getirinin nimetlerinden çok da yararlanmamak lazım. Dürüst olalım! Kimimiz anlık olarak diğer çalışanlardan ciddi oranda fazla gelir elde edebiliyoruz. Bazen gelire göre harcama gerçekleştirirken, bazen de gelir üstü harcamalara yöneldiğimiz oluyor. Sürerlilik sıkıntısı çekmemek için dikkat etmemiz gerek. Yoksa…
…Düzensiz gelir sorununa, düzensiz harcama rahatlığı eklenebilir
Aslında bakılırsa, burada dikkat edilmesi gereken iki farklı husus bulunmakta.
Para kazanmasını bilen bir birey, harcamasını da bilir. Eğer ki siz bu kategoride yer alıyorsanız, sıkıntı yok. Mantıksal para harcama planınızın yerli yerinde olduğunu söyleyebilirim Ancak.
Düzensiz gelirde, düzensiz harcamaları benimsemişseniz, yani sürekli kazandığınız kadar harcıyor, sürekli iniş çıkışlar yaşıyorsanız, burada sorun var demektir.
İkinci düzensiz hayattan yola çıkacak olursak, mantıksal hareketle sürekli bir düzensizliği zihnen kabul etmek pek de kolay değil. O nedenle çok da olumsuz koşullara odaklanmadan rahat bir şekilde harcamalar üzerinde kontrol sağlamak istiyorsanız, yukarıdaki asgari gider kalemlerini göz önünde bulundurup, bir üst harcamaya geçebilirsiniz. Ancak yine de gider/gelir dengesini 6/10 civarında tutup, birikim yapmak en mantıklı hareket olacaktır. Bu sayede gelecek ya da sonraki aylar az bir meblağ kazanırsanız, düzensiz gelirde bütçe yorulma ihtimaliniz en aşağı seviyede olacaktır.
Düzensiz gelire sahip olanların karşılaşacağı manevi sorunlar
Maddi sorunlar her ne kadar göze batsa da, manevi sorunlar pek dillendirilmeyen, ancak insanın içini kemiren uhdeler olarak her zaman karşımıza çıkacaktır. Gelir gider, düzen, sistem, faturalar vs… hepsi bir yere kadar. Peki ya düzensiz gelire sahip olanların karşılaşabileceği manevi sorunlar? Elbette var… Öncelikle bu işte yalnızsınız. Çünkü siz…
…Çevreden manevi destek bulamayabilirsiniz
Mezun olmak! Ne kadar da korkunç geliyor değil mi? Üniversiteden mezun olduktan sonra farklı bir dürtü geliveriyor hayatımıza. İster istemez farklı bir empoze. Artık iş bulmak ve çalışmak zorundayız! 24-25-26 yaşına kadar arkanızda duran dağ gibi ailenizin üstüne sanki bir anda kar yağmaya başlıyor.
Durum öyle değil. Mezun olduktan sonra hemen çalışmak zorunda değilsiniz. Biraz durup, düşünmek en mantıklısı olacaktır. Farklı bir kategoride farklı bir iş fikri ile ortaya çıkabilir ve başarılamayanı başarabilirsiniz.
Ben mezun olduktan sonra aynı şekilde iş bulma telaşı içinde kaybolup gittim. Farklı firmalarda, istemediğim görevlerde çalıştım ve buna en fazla bir ay kadar dayanabildim. Hemen istifa ettim. Sonrasında sadece blog yazmaya devam ettim. Ailem bu sürede arkamda durmaya devam etti ve beni destekledi. Ufak pürüzlerle…
Annem: “Formasyona başvurdun mu?”
Ben: “Sitem ilerliyor anne.”
Annem: “Öğretmenlik yapmak zorunda değilsin ama formasyon bir kenarda dursun yani.”
Ben: “Sitem gayet iyi anne.”
Annem: “Yani bir sürü üniversite formasyon adayı kabul ediyormuş. Ne dersin?
Ben: “Ne için anne?”
Bu sohbetlerin tam 2 yıl boyunca sürdüğünü söylesem size! Tam iki yıl boyunca annemden destek alamadım.
O: “Doğru bu” dedi.
Ben: “Benim doğrum seninki değil anne” dedim. Ve bu süreçte tek desteği abimden aldım. Her zaman yaptıklarımın arkasında durdu ve ileriye sağlam adımları atabileceğime inandı.
Hulasa bazen en yakınınızdaki kişiler bile sizi asıl yapmak istediklerinizden uzaklaştırmaya çalışabilir. Düzensiz iş hayatına sahip olanların hepsinde bu sorun vardır ve manevi olarak bizleri rahatsız etmeye devam edecektir.
Unutmayın! En güzel doğru kendi doğrularınızdır. Bu her ne kadar narsist bir söylem olsa da, sorumluluk sahibi; suçu başkalarına atmayacak olan bireylerin mutlaka önem vermesi gereken bir anekdottur.
Destek bulamayacaksınız. Bildiğinizi okumaya, kayıtsız kalmaya ve dik durmaya devam edin. Kendinizi dinleyerek ne kaybedebilirsiniz ki?
Bireysel çalışmalarda manevi sorunları say say bitmez. Bu işte bir rahatlık var. Sanırım o yüzden düzensizliği tercih ediyoruz. Kendi kaosumuzda kendi düzenimizi yaratmamız! Belki de en yüce öngörülerden biri de bu olsa gerek.
Bir taraftan kendimizi sistemden arındırılmış, özgür bireyler sayıyoruz. Diğer yandan…
…Bir yer sahibi olamıyoruz
Rahatlığın verdiği en büyük sıkıntılardan biri. Garip ama var. Ben çalışma nezdinde birine bağlı değilim ve benim yerim yok. Sahip olduğum bir bilgisayar, telefon ve internet bağlantısı… Ama yerim yok.
Yersizlik bir müddet sonra rahatsızlık olarak belirebiliyor: Bireyin kendini bir şeye ya da bir yere ait hissetmesi. Aile gibi iş hayatında da bu geçerli. Sürekli olarak farklı yüzler, farklı sesler ve farklı sorunlar. Bu sorun ile mutlu yaşayabilenler elbette olacaktır ancak insan kendini klan misali başkaları ile aynı çember içinde bulamazsa, manevi olarak tutarsızlık sergileyebilir.
İşin garip tarafı ben bu sorunu tam anlamıyla çözemedim. Belki aramızda bana yardımcı olacak vardır.
Bir yandan yersizlikten şikayet ederken, öte yandan muhatap olmaktan kaçan biriyim. İşin daha da kötü yanı ise bardak ne kadar boş ne kadar dolu bilmiyorum.
Ya siz?
Yersizlik demişken, aslında kabul etmediğimiz yer düzeninin getirdiği bazı disiplinden de bahsetmeden edemeyeceğim çünkü biz…
…Rahatlığın yarattığı düzensizlik içinde çalışıyoruz
Serbest çalışanlar genelde yersizliğin ve düzensiz çalışmanın rehavetine çok kapılıyorlar. Özellikle içinde bulunduğu ay içinde yeteri kadar kazanmış olan bizler, hedeflerden uzaklaşmakta ve disiplinden zerre kadar nasibini almamış çalışma tarzımızla tüm işlerimizi bir kaosun içine süreklenmekteyiz.
Düşünün! Bir hedefimiz var ve sadece o ay yeteri kadar kazandığımız için sürekli olarak hedeften uzaklaşıyoruz. Buna vizyonsuzluk, fazla rahatlık, disiplinsizlik diyebilirsiniz. Durum bundan ibaret. Sahip olduğumuz çalışma rahatlığı bizi bir düzensizliğe çekiyor ve maalesef biz de buna kapılıp gidiyoruz.
Ancak çalışma cetveli çıkaranlar, gelirlerini sürekli olarak takip etmeyen ve vizyon sahibi olanlar hamleleri sürekli olarak ileriye yönelik attığı için bu sorunları rahat bir şekilde çözebilmekte. Bu kişiler genelde:
- Yapılacak listesini önceden çıkarır ve işleri zamanında bitirir.
- Listede sadece günlük ya da kısa dönemlik erişilebilir hedefler vardır.
- Bahane yaratmaz ve işe geç başlamaz.
- Sürekli o an ile uğraşıp durmaz, hedefe doğru koşar.
Zamanını çok iyi yönetir. Zamandan daha değerli ne var ki? Zamanın ne demek olduğunu pek kestiremiyorsanız buradaki hikayeye göz atmanızı tavsiye ederim.
Bunlar bazen basit sorunlar olarak görünebilir ki beni tam 2 yıl boyunca manen ciddi ciddi rahatsız eden bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Para iade talebi ve hesaptan silinen paralar
Satış ortaklığı ile ilgilenenler bunu daha iyi anlayacaktır. Düzensiz gelirinize yansıyan bir ek komisyon panelde görünüyor ve artık ona %100 sahipmişsiniz gibi geliyor. Ancak komisyonlar yeni > beklemede > kesinleşmiş ödeme şeklinde bir evreden geçmekte. Son evreye gelmeden o para sizin değil!
Örneğin gelir gider hesaplamalarında geçen ay 1500 TL para kazanmışsınız. Bir sonraki ay ödemeler kesinleşecek ve bir bakıyorsunuz 400 TL para iade talebinden dolayı uçmuş, gitmiş. Yok!
Bu her ne kadar maddi bir sorun olarak görünse de maalesef ben bunu maddi+manevi sorun olarak görüyorum ki öyle de.
Yani biri size para uzatıyor. Ucundan gösteriyor ancak parayı geri çekiyor. Ciddi bir beklenti var, karşılanmıyor. Umuyorsunuz, bulamıyorsunuz. Buna sadece komisyon çerçevesinden bakmamak geliyor. Bunu önceden tembihlediğiniz birinden teyit aldığınız halde hesabınıza geçmeyen bir para olarak da görebilirsiniz. Para yok, canımız sıkkın.
Peki ne yapabiliriz?
Yine yukarıdaki maddi sorunları çözme konusunda size sunduğum tavsiyelerden hareket edecek olursak, tüm ilerlemeyi bir ay geriden takip etmekte fayda var. Kısacası bir ay önceden sahip olduklarınız sizi sonraki ay idame ettirmeli ve ikinci ayı bu ayın getirileri ile düzene sokmalısınız. Silinen komisyonlar ve gelmeyecek olan gelirler için, yapacak bir şey yok.
Düşünün! Birisi sitenize geliyor. Sitenizdeki linke tıklıyor. Bir şey satın alıyor ve bundan siz komisyon elde ediyorsunuz. Sonrasında ürünü beğenmiyor ve para iade talebinde bulunuyor. Ve yine kazandığınız komisyon hesabınızdan siliniyor. Sinir bozucu bir durum. Gerçekten yapacak bir şey yok. Bu durumun sizi rahatsız etmesine ve sonraki çalışmalarınızı aksatmasına izin vermeyin. Yoksa bir değil iki kaybedersiniz.
Toparlayacak olursak
Sizlere bu yazımda düzensiz gelir sahipli bireylerin karşılaşabileceği maddi ve manevi sorunları ve yine bunlara alternatif çözümleri sundum. Her ne kadar kendimizi bağımsız, özgür, yersiz, zamansız ve plansız hissetsek de, maalesef bu durumların bizlere aşılayacağı olumsuzlukları göz artı etme lüksümüz yok. Bir yandan düzensizlikle uğraşırken, diğer yandan çevrenizden alamayacağınız destek sizi manevi olarak derinden etkileyebilir.
Sonucu çözüm odaklı bitirecek olursak…
Ne istediğini bilen, paranın rehavetine kapılmayan, düzenli çalışan, zamanını ve gelir-giderlerini iyi yöneten biri iseniz, endişelenecek bir şey yok. Sevdiğiniz ve istediğiniz işi yaparak zaten en radikal kararı almış oluyorsunuz. Çevre rahatsızlığından uzaklaşmak, düzensiz gelirin psikolojik olarak bizi rahatsız etmesini engellemek ve BAĞZI durumlara kayıtsız kalmak tercih savaşınızda en büyük kalkanınız olacaktır.
Benden bu kadar. Sizden ne haber?

Selam ben Burak. 30 yaşındayım. 2008’de Joomla ile başladığım blog hayatıma WordPress ile devam etmekteyim. Birçok projeyi batırmış ve yılmadan yoluna devam eden bir blogger olarak, başımdan geçen tecrübeleri incele.co aracılığıyla sizlere aktarmak öncelikli amacım. Özel ilgi alanlarım: WordPress, blog hayatı, incelemeler ve nasıl yapılır makaleleri…