Blog nasıl yazılır? Yılların tecrübesi ile 3 önemli blog yazma yönergesi
Yazı yazmak bir yana blog yazmak harbi çetrefilli bir iş. Normal bir yazı yazarken farklı teknikler benimsenebilirken, işin içine blog girince, sizden bilgi isteyen, tüketici bir kitle çıkıveriyor. E, doğal olarak yazıyı kısa, basit ve kitlenin açlığını besleyici bir şekilde betimlemek zorunluluk haline geliyor.
Yıllar yılı zorunlulukla boğuşan ve sürekli yazdığı yazıları geliştirme adına adım atan biri olarak, sizlere “blog nasıl yazılır” ana başlığı altında üç önemli blog yazma yönergesi sunacağım. Bu adımları takip ettikten sonra online ortamdaki yazı kabiliyetinizin ciddi ülçüde arttığını göreceksiniz.
Bir hedef belirleyin
Zaman çok kıymetli. Hele ki vaktinizi blog yazmaya harcayacaksanız, bunu bir hedef çevresinde gerçekleştirmek gayet mantıklı olacaktır. Bu hedef ister para kazanmak olsun, ister çevre edinmek; belki içinizi dökmek, belki de birilerine yarar sağlamak…
Artık aklınıza ne gelirse. Bir hedef belirleyin ve blog hayatına geçişin çerçevesini kendinizce çizmiş olun. Ayrıca belirlenen hedefler sistematik çalışmada ve yazı yazma (kimisi için bu iş) etiği kazanmanıza yardımcı olacaktır.
Yerinizde olsam ataları dinlerdim: “Vakit nakittir.”
Blog yazmaya geçiş
Öncelikle kendinize sormanız gereken iki soru var: “Ne biliyorum?”, “Bildiklerimizi başkaları ile paylaşınca, bir dönüş elde edecek miyim?” Bu iki soruya net cevap vermek çok önemli.
Eğer ki bilgilerinizi öğretici bir üslupla karşı tarafa aktaramazsanız, ya da ziyaretçilerin bildiklerinize karşı herhangi bir merakı yoksa, yazı yazmak vakit kaybına neden olacaktır. Onca cümleyi kendinize yazmıyorsunuz herhalde!
Yukarıdaki nedenlerden ötürü yazı öncesi çalışmaları üç farklı başlıkta değerlendirebiliriz. Bunlar:
- Kategori belirlenmesi
Yazmak istediğimiz kategoriyi ince eleyip sık dokuduktan sonra seçiyoruz ve bu kategorinin online ortamda aranan, ziyaretçi çekme potansiyeline sahip unsurlara sahip olduğundan emin oluyoruz. Bu noktada hem fikirsek, ikinci başlığıa geçebiliriz.
- Duygusal noktalar
Yazı yazmaya başladıktan sonra ziyaretçilerle aranızda ister istemez duygusal bir bağ kurmaya başlıyorsunuz. Bu bağ genelde yazar tarafından şekillendiriliyor. Örneğin; çoğu blog yorumlarında “hacılar, hocamlar, ustamlar” bulunurken, incele.co’da “hanımlar ve beyleri buluyorsunuz”. Site sahibi olarak, yazı şekliniz ve yaklaşımınızla hitabet noktasını kesin bir dille belirleyebilirsiniz. Top sizde.
- Teknik noktalar
Kullanıcı odaklı çalışmalarda yazacağımız her zaman karşı beklentiye göre değişiyor. Eğer ki bir sunum beklentisi varsa ziyaretçinin, bu sunumu resimle gerçekleştirmek, atılacak en mantıklı adım olacaktır. Ya da bir kitap özeti hakkında yazılan uzun bir yazı, özet olmaktan çıkacak ve ziyaretçiyi siteden uzaklaştıracaktır. Bu nedenle ziyaretçi hizmeti alan, ve hemen sonrasında siteden kaçan potansiyel bir tüketici konumundadır. Ve yine onu mutlu etmek tamamen sizin elinizde.
Beklenti karşılama noktasından sonra pek yanaşılmayan ancak kritik bir öneme sahip olan yazım hataları yazı karizmasını büyük ölçüde etkilemekte. Bu konuda kendini yetersiz hisseden arkadaşlar olacaktır. Çözüm olarak elbette size KPSS çalışır gibi dil bilgisi çalışın demiyorum ancak beklentinin yüksek olduğu şu dönemde, yazdığınız yazı beğenilmezse ve yazıda birçok hata görülürse, ziyaretçi çok kısa sürede sitenizden çıkacaktır.
Çözüm?
Kitap okumak. Bu sayede hatalarınızı görüp ve daha iyi bir yazı yazma potansiyeline sahip olabilirsiniz.
Kitap tavsiyesi isteyenler bana iletişim sayfasından ulaşabilir ;)
Yazının hayata geçmesi ve yayınlanması
Bu yazıyı yazmaya geçmeden önce baya düşündüm. Öncelikle kafamda iki farklı soru vardı.
1. Bu anlatıma ihtiyaç var mı?
Cevap: Evet var çünkü blog kültürü günden güne popüler hale geliyor ve bu kültüre katılmak isteyen birçok kişi çıkıyor. Blog yazmak da bu kültürün bir parçası.
2. Yazdığım şeyin siteye yararı olacak mı?
Cevap: Evet olacak. Çünkü tanıtımını yaptığım ürünlerin hedef kitlesine erişmiş olacağım.
Aynı mantıkla hareket edecek olursak, siz de yazacağınız şeylere dikkat etmeli ve harcadığınız emeğin karşılığını düşünmelisiniz. Kesinlikle zamanınızı boşa harcamayın. Daha değerli bir şey yok.
Yarar ilişkisini belli olmadan yazımızın arka planına iliştirdik. Şimdi ise güzel bir taslak çıkarmamız gerekiyor. Bu konuda William Wordsworth* edasında başlayın; akıcı bir şekilde yazmaya devam edeceksiniz demiyorum. En azından bu benim benimseyebileceğim bir tür değil.
Taslak çıkarmak blog yazmanın en önemli noktalarından bir tanesi. Tüketici ziyaretçinin de en sevdiği tür. Siteye bakar, nerede ne var görür, alacağını alır ve çıkar. Eğer ki ziyaretçi karmaşık noktalara bürünmüş bir yazı kümesi karşılaşırsa -ki okuma oranının çok az olduğunu da düşünürsek, siteden çok kısa sürede uzaklaşacaktır.
Ana ve alt başlıkların belirlenmesi, ve nizami bir şekilde içerik tablosuna yerleştirilmesi taslak çıkarma işini ciddi anlamda kolaylaştıracaktır. Bu sayede fikirlerinizi unutmayacaksınız ve nerede ne yazacağınızı bileceğiniz için zamandan da ciddi kar edeceksiniz.
Unutmayın!
[easy-tweet tweet=”Beyin fikir üretmek içindir, her şeyi saklamak için değil.” user=”inceleco”]
Aklınıza gelenleri güzelce taslağa geçirin ve işinizi kolaylaştırın.
Hemen aşağıda kendi çalışmamı görebilirsiniz.
Yazı sırasında ve sonrasıda dikkat etmeniz gereken noktalar
Bundan yıllar önce yazı hayatımı değiştiren bir cep kitabı okumuştum: “Etkili iş yazıları”
Kitabı okumadan önce yazdığım yazılara ve sonrasındakilere baktım ve arada ne kadar ciddi bir fark olduğunu gördüm. Kesinlikle bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum. Yine konu ile alakalı olarak kitaptan yazı yazarken ve sonrasında dikkat edilmesi gereken önemli notkaları öğrendim.
Sizleri kelimelerle boğuşturmadan önemli yazı yazma noktalarını, okuduğum kitaptan esinlenerek anlatmak istiyorum. Bazı noktalar tekrar olabilir ancak herhangi birini es geçmek istemiyorum.
- Yazdığınız içerik kime, nasıl yarar sağlayacak?
- Özenli bir şekilde taslak çıkarma işlemini gerçekleştirin ve fazlalıklardan kaçının.
- Hitap ettiğiniz kitle sizinle aynı seviyede olmayabilir. Olabildiğince sade ve anlaşılır olmaya çalışın.
- Yazı yoğunluğunu azaltmak ve kolay okuma sağlamak için altı satır kuralına uyun. Her bir paragrafın en fazla altı satır olmasına özen gösterin.
- Yazı bittiğinde hemen yayınlamayın. Çevirilerde olduğu gibi, kendi yazılarınızı da dinlendirin ve sonra tekrar okuyun. İlk olarak hataları düzeltin. Sonrasında yazıyı küçültmeye gidin. Kısaltılma ihtimali olan tüm cümleleri küçültün ve gereksiz her bir terimi yazıdan çıkarın.
- Yayınlamadan önce başka birinden yazıyı okumasını rica edin.
- Yayınlayın!
Toparlayacak olursak
Sizlere bu yazımda kaliteli bir şekilde nasıl blog yazabileceğinizi anlattım. Eğer ki bir hedef çevresinde yazı yazma hayatına geçiş yaparsanız, hem zamandan ciddi kazanımlar edebilirsiniz, hem de emeğinizi maddi bir dönüşe çevirebilirsiniz.
Duygusal ve teknik noktalara dikkat ederek ziyaretçi ile aranızdaki ikili ilişkiyi ve yazı kalitesini üst seviyeye çıkarabilirsiniz. Ayrıca taslak çıkararak sistematik ilerleme kaydedebilirsiniz. Bu sayede nerede ne yazacağınızı bilir ve tüketici ziyaretçiye istediğinizi iyi bir sunum ile sunmuş olursunuz.
Son olarak yazı yazmadaki satır sınırı, dinlendirmeler ve kısaltmalar gibi minik, teknik unsurlara dikkat ederek oldukça sade ve okunabilir içerikleri okuyucuyla buluşturabilirsiniz.
Benden bu kadar. Size iyi yazmalar :)
Poetry is the spontaneous overflow of powerful feelings: it takes its origin from emotion recollected in tranquility.
Selam ben Burak. 30 yaşındayım. 2008’de Joomla ile başladığım blog hayatıma WordPress ile devam etmekteyim. Birçok projeyi batırmış ve yılmadan yoluna devam eden bir blogger olarak, başımdan geçen tecrübeleri incele.co aracılığıyla sizlere aktarmak öncelikli amacım. Özel ilgi alanlarım: WordPress, blog hayatı, incelemeler ve nasıl yapılır makaleleri…
Meraba, yazı güzel olmuş. Tebrik ederim. Bir sorum olacaq yazıya uyğun resim nasıl ve nerden bulundurulmalı ?